Kör Dövüşüne Dönmek Ne Demek? Mizahi Bir Bakış
Hayat bazen o kadar karışık bir hale gelir ki, insanın ne yaptığını, neden yaptığını veya nerede olduğunu anlaması bir hayli zor olabilir. Hatta o kadar zor olur ki, işler kör dövüşüne döner. Peki, bu “kör dövüşü” tam olarak ne demek? Hadi gelin, bu ifadeye mizahi bir gözle bakalım ve belki de yaşamımızdaki kör dövüşlerini biraz daha netleştirelim!
“Kör dövüşü” dediğimizde aklımıza hemen, göremeyen iki dövüşçünün birbirini rastgele ve plansız bir şekilde yumruklaması gelir. Gerçekten de kelime anlamı böyle olsa da, işin içine biraz da hayatın karmaşasını katınca, işin rengi değişiyor. Zira, kör dövüşüne dönmek, aslında plansız, ne yaptığını bilmeden, bazen de tamamen rastlantıya dayalı bir şekilde bir şeyleri yapmaya çalışmak anlamına gelir. Ama, tabii ki bu tür durumların içinde çok eğlenceli (veya bazen biraz sinir bozucu) anlar da barındırır!
Erkeklerin Stratejik Yaklaşımı: “Bir Planım Var!”
Erkekler için “kör dövüşüne dönmek”, biraz da çözüm odaklı bir yaklaşım sergilemek anlamına gelir, değil mi? Mesela, bir proje üzerinde çalışıyorsunuz, her şey yolunda gidiyor ama birden bir aksilik çıkıyor. Ne yaparsınız? Elbette, hemen plan yapar ve çözüm aramaya başlarsınız. Ama bir bakarsınız ki, çözüm bulmaya çalışırken aslında yeni bir problem yaratmışsınız! İşte o an, “kör dövüşüne dönmek” diyebileceğimiz durum başlar.
Yani, erkekler için kör dövüşü, adeta strateji yapmak yerine “Bunu halledebilirim, halledebilirim…” diye kendi kendine mırıldanarak ilerlemeye çalışmaktır. Hedef belirsiz, adımlar rastlantısal, ama bir şekilde çözümün bir yerlerde olduğuna inanılır. Fakat işler karmaşıklaştıkça, herkesin ne yapacağını bilemediği bir noktaya gelir. Durum tıpkı bir kör dövüşüne dönüşür: Kimse kimseyi göremez, kimse ne yapacağını tam olarak bilmez ama bir şekilde işler bir şekilde yoluna girer (ya da hiç girmez)!
Kadınların Empatik Yaklaşımı: “Hadi, Hep Beraber Çözebiliriz”
Kadınlar ise bu durumu biraz daha empatik ve ilişki odaklı bir şekilde ele alır. Kör dövüşüne dönüşen bir durumu görüp de hemen devreye girerler: “Bir dakika, burada yanlış bir şeyler var, hep birlikte bir çözüm bulmalıyız!” Yani, evet, kör dövüşüne dönmüş bir ortamda, kadınlar biraz daha sakin kalıp herkesin duygusal ve sosyal ihtiyaçlarını da göz önünde bulundurarak çözüm arar. Çünkü nihayetinde, bu tür bir durumu çözmenin sadece tek başına stratejiyle değil, insanlarla uyumlu bir şekilde çalışmakla mümkün olacağına inanırlar.
Tabii ki, empatik yaklaşım zaman zaman işleri biraz yavaşlatabilir. Çünkü birden fazla kişiyle fikir alışverişi yaparken, “Ne yapmalıyız?”, “Sen nasıl hissediyorsun?” gibi sorular sorulabilir. Bu da dövüşün stratejik değil, duygusal bir yönünü işin içine sokar. Ama işin sonunda, bir çözüme ulaşılmasa da, en azından herkesin birbirini daha iyi anladığı bir ortam yaratılır.
Kör Dövüşü ve Hayatın Diğer Alanları: Bu Bizim Günümüz!
Hayatımızda bazen işler o kadar karmaşık bir hâl alır ki, ne yaptığımıza, ne yapmamız gerektiğine dair hiçbir fikrimiz olmaz. O an, “kör dövüşüne dönmek” tabirini en iyi şekilde anlatan bir an olabilir. İster bir ilişkiyi düzeltmeye çalışıyor olun, ister bir projeyi sonlandırmaya, bazen her şey karmakarışık hale gelir.
Peki ya ev işlerinde? Kimse ne yapacağını bilmez, herkes birbirine bakar ve “Kimseyi göremeyen, kimseye vuramayan bir dövüş!” gibidir. Sonuçta herkes bir şeyler yapıyordur, ama neyin doğru olduğunu kimse bilemez. Bu da “kör dövüşü”nün en güzel örneği, değil mi?
Kör Dövüşüne Dönmek: Eğlenceli Bir Yöntem mi, Yoksa Ciddi Bir Sorun mu?
Sonuç olarak, “kör dövüşüne dönmek” aslında hem eğlenceli hem de düşündürücü bir kavram. Bir anlamda hayatta karşımıza çıkan karmaşık, belirsiz ve bazen gülünç durumları simgeliyor. Ama işin içine strateji, empati ve biraz da mizah eklediğimizde, kör dövüşüne dönüşen anlar aslında düşündüğümüz kadar kötü olmayabilir.
Hadi, bu konuda sizin fikirlerinizi de duyalım! Sizce, kör dövüşüne dönüşen bir durum, hayatın doğal bir parçası mı yoksa bizim daha dikkatli ve planlı olmamız mı gerektiğini gösteriyor? Yorumlarınızı aşağıda bizimle paylaşın, bakalım kim ne düşünüyor!